Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da düzenlenen 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasında önemli mesajlar verdi.
DAKTİLO NEWS - PKK’nin silah bırakması sürecine ilişkin gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğinin altını çizerek, "Sadece AK Parti, MHP ve DEM Parti’yi değil, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi aktörleri sürece davet ediyoruz" dedi.
“Tüm partiler elini taşın altına koymalı”
Erdoğan, konuşmasında muhalefet partilerine doğrudan bir çağrı yaparak, sürecin başarıya ulaşmasının yalnızca iktidar bloğuna değil, tüm Meclis’in ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekti:
“Parti yönetimlerinin konuları birbirine karıştırmadan sürece dahil olmalarını önemli görüyoruz” diye ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürece mesafeli duran partilere seslenerek "Ön yargıları bırakın" çağrısında bulundu.
“Üç parti olarak süreci sonuna kadar götüreceğiz”
Erdoğan, AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin sürece dair ortak bir kararlılık içinde olduğunu ifade ederek, bu üç partinin farklılıklarına rağmen süreci birlikte götürmeye hazır olduklarını vurguladı. Bu açıklama, özellikle milliyetçi tabanı güçlü MHP ile Kürt seçmene dayanan DEM Parti’nin aynı sürecin tarafı olmasının yaratabileceği çelişkileri de gidermiş oldu.
Meclis’e Düşen Rol: Somut adımlar bekliyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni dönemin yalnızca söylem düzeyinde kalmaması gerektiğini hatırlatarak, Meclis’ten beklenen katkının altını çizerek, “Arzumuz grubu olan tüm siyasi partilerin Meclis çatısı altında atılacak adımlara hüsnüniyetle destek vermesidir” diye aktardı.
Bu vurgu, yasal düzenlemeler, anayasal reformlar ya da demokratikleşme adımlarının Meclis üzerinden şekilleneceği bir sürece işaret ediyor olabilir.
Yeni sürecin arka planı: PKK'nin silahsızlanması
Erdoğan’ın açıklamalarının doğrudan nedeni, son dönemde PKK’nin silah bırakma ve dağdan inme sinyalleriyle ilgili gelen haberler. Bu durum, geçmiş çözüm süreci deneyimlerinin ötesinde yeni bir siyasal ortamın oluştuğu mesajını da beraberinde getiriyor. Ancak hem iç politikada hem de dış dinamiklerde bu sürecin nasıl şekilleneceği henüz belirsiz.
Muhalefet ne yapacak? CHP, İYİ Parti ve diğerlerine zor sınav
Erdoğan’ın çağrısına CHP, İYİ Parti, Saadet-Gelecek-DEVA-YP birleşimi gibi muhalefet partilerinin nasıl karşılık vereceği merak konusu. Bu partiler için sürece katılmak bir “barış fırsatı” olarak değerlendiriliyor.
Biraz siyasi cesaret!
Erdoğan’ın bu açıklamaları, yalnızca barış süreciyle ilgili değil, aynı zamanda Türkiye’de siyasetin yeniden şekillenebileceğine dair bir mesaj olarak da okunabilir. Bu çıkış, hem yeni ittifak olasılıklarını hem de kutuplaşmanın yerine diyaloğu koyan bir siyasal cesaret ve stratejiyi gündeme getiriyor olabilir.
Türkiye ve demokrasi için sorumluluk
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızılcahamam’daki konuşması, Türkiye siyasetinde yeni bir kapı aralıyor. Ancak bu kapının kalıcı olarak açık kalması, hem siyasi aktörlerin sorumluluk almasına hem de toplumsal meşruiyetin güçlendirilmesine bağlı. Sürece katılım gösterecek her siyasi parti, yalnızca bir adım atmış olmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin demokratik geleceğine dair bir pozisyon almış olacak.