Civan DEĞER
DAKTİLO NEWS - Ortadoğu, tarih boyunca güç mücadelelerinin, kültürel çatışmaların ve küresel çıkar oyunlarının merkezi oldu. Bugün ise bu coğrafyada dengeler, yeni aktörler ve değişen ittifaklarla daha da karmaşık bir hal almaya devam ederken öte yandan da yeni bir şekillenme olgunlaşıyor.
Bu bağlamda Türkiye kendince hem iç huzurunu hem de bölgesel güvenliğini belirleyecek önemli bir karar aşamasında bulunuyor. Ancak bölgede bulunan Kürtlere adeta cüzzamlıymış gibi bir zihniyetle yaklaşması ve kısa bir süre öncesine kadar dünyanın çoğunluğu tarafından terör olarak kabul edilen şimdiki geçici Suriye yönetiminin üzerinden Kürtleri bertaraf etmekle çözümün daha da kör bir çıkmaza evrileceğini de biliyor olması gerekiyor.
Bu anlamda Türkiye’nin birbirleriyle kan bağı olan tüm Kürtleri bir bütün olarak değerlendirip ona göre yol haritası oluşturması kaçınılmazdır. Bunu temel üzerinde sağlanacak bir politika bizi parçalamaz, hatta tam tersine ülkeyi geliştirerek büyütür ve Ortadoğu’da süper güç haline getirir.
TEHLİKELİ YAKINLAŞMALARIN BEDELİ
Suriye’de, geçmişte DAİŞ çetelerinden ayrılan Coloni adıyla bilinen Ahmet Şara’nın başında bulunduğu geçici hükümet ile yakınlaşma sinyallerinin doğru olmadığı bariz bir şekilde oradadır. Bilindiği gibi bu yapı, demokrasi kültüründen uzak, askeri gücünü sivillere karşı açıkça barbar bir şekilde kullanan, azınlıklara karşı yaptığı katliamlar ve baskıcı tutumlarıyla biliniyor.
Liderliğini Coloni kod adlı Ahmet Şara’nın yaptığı bu toplama güç, Suriye’de Alevilere ve Dürzilere yönelik soykırım girişimleriyle hatırlanıyor. Böyle bir oluşumla dostane ilişkiler geliştirmek, kısa vadede taktiksel kazanç sağlasa bile uzun vadede Türkiye’ye hem diplomatik hem güvenlik açısından ağır maliyetler yükleyebilir. Her şeyden öce Türkiye gibi bir ülkenin imajını zedeler.
BÖLGESEL TEHDİTLERİN GÖLGESİNDE
Bugün, Ortadoğu’da siyonizmin ve emperyalizmin askeri gücü olarak görülen İsrail ordusu, Suriye’nin başkenti Şam’a yalnızca on kilometre mesafede konuşlanmış durumda. Bu askeri varlık, bölgedeki bütün güç dengelerini sarsarken, yerel ve bölgesel aktörlerin pozisyonlarını yeniden şekillendiriyor. Türkiye’nin bu ortamda yapacağı her tercih, sadece bugünkü güvenlik politikasını değil, gelecekteki stratejik konumunu da belirleyecek.
TARİHİ VE AKRABALIK BAĞLARININ ÖNEMİ
Türkiye’nin, bölgedeki Kürt gruplarla ilişkilerinde yeni bir yaklaşım geliştirmesi artık stratejik bir zorunluluk halini aldı. Türkiye’deki Kürtlerle kan bağı bulunan bu topluluklar, ortak bir tarih ve ayni kültürel değerleri paylaşıyor. Bu bağların diplomasiye taşınması, hem sınır güvenliğinin sağlanması hem de iç barışın güçlenmesi için kaçınılmaz bir adım olacaktır. Ayrıca bu tür iş birlikleri, enerji, ticaret ve kültürel alanlarda bölgesel etkileri artıracaktır. Daha da önemlisi bölgesel barışa vesile olacaktır.
ÇÖZÜMÜN ADRESİ, GÜVEN VE DİYALOG
Türkiye’nin bölgede kalıcı barış ve istikrar sağlayabilmesi için öncelikle güvene dayalı diplomatik ilişkiler kurması gerekir. Demokratik değerlere ve insan haklarına saygı göstermeyen, geçmişte şiddet ve baskıyla anılmış yapılardan uzak durmak, stratejik bir zorunluluktur. Bunun yerine, ortak çıkarları, tarihi bağları ve kültürel yakınlıkları olan Kürtlerle diyalog ve iş birliği geliştirmek, hem bölgesel etkisini hem de ulusal güvenliğini pekiştirecektir.
GÜÇLÜ BİR GELECEK İÇİN DOĞRU TERCİHLER
Ortadoğu’nun çalkantılı dengeleri içinde Türkiye’nin kiminle dost, kiminle mesafeli olacağı kararı, gelecek nesillerin barış içinde yaşayıp yaşamayacağını da belirleyecek. Yanlış ittifaklar kısa vadede faydalı görünse de uzun vadede derin krizlere yol açabilir.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan olmak üzere karar alıcıların, Kürtlerle dostane ilişkiler geliştirecek, tehlikeli yapılardan uzak duracak ve çok yönlü bir diplomasiye yönelecek adımlar atması, Türkiye’yi bölgede hem daha güçlü hem de daha güvenli bir konuma taşıyacaktır.
Bu noktada Meclis bünyesinde kurulan ve uyum içerisinde çalışmalarına başlayan komisyonun da aynı zamanda bölge barışı için önerilerde bulunup katkı sunması son derece değerlidir. Ayrıca Kürtlerin yaşadığı alanlarda kanaat önderleriyle de ülkenin selameti için diyalog sağlayıp katkı sunmaları gerektiği kanısındayız. Fotoğraf: PARSİNE