İzmir’de çevre ve halk sağlığı tehlikede!




İBRAHİM AÇIKYER

DAKTİLO NEWS - İzmir’de aylardır süren çöp toplamama ve su kesintileri nedeniyle halk ve çevre sağlığı tam manasıyla risk altında. Büyükşehir belediyesi ise çözüm üretmek yerine mazeretlere sığınıyor.

Son dönemde İzmir’de yaşanan su kesintileri ve çöp toplama sorunları, çevreyi ve halkın sağlığını ciddi biçimde tehdit ediyor. 

Özellikle Konak, Karabağlar, Buca, Narlıdere, Balçova ve Bornova gibi merkezi ilçelerde sık sık yaşanan bu kesintiler günlük yaşamı felç eder duruma geldi. Aylardır toplanmayan çöpler ise halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştı.


Bu nasıl sorumsuzluk?

Temizlik işçilerinin ödenmeyen maaşlar nedeniyle zaman zaman iş bırakma eylemleri yapması, çöplerin kent genelinde yığılmasına neden oluyor. Belediyeler ise vahşi depolama alanlarının olmamasını gerekçe göstererek, sorunun çözümüne dönük sadece mazeret üretiyor. Oysaki yerel yöneticilik mazeret üretme ya da gerekçelendirme hizmeti değildir. Yerel yöneticilik imkanları zorlayıp halkın ve çevre sağlığını önceliğine alarak çözüm üretmelidir. 

Fare istilası ve sağlık tehlikesi

Çöp yığınlarının artmasıyla birlikte kentte fare istilasının başlaması da dikkat çekiyor. Çeşitli haşere ve sineklerin üremesi de cabası. Bu durum sadece kötü koku ve görüntü kirliliği değil, aynı zamanda salgın hastalık riskini de gündeme taşıyor. Uzmanların özellikle yaz aylarında çöplerin bekletilmesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusundaki uyarılarına rağmen milyonlarca insanın sağlığı nasıl riske edilir? 

Yine çevre ve diğer canlıların, özellikle sokakta yaşayan hayvanların sağlığı nasıl riske atılır? Ki İzmir’deki yerel yönetimler sık sık çevre ve hayvanların sağlık haklarına atıfta bulunurken, koca bir kenti nasıl bu duruma düşürebiliyor? 


Halk soruyor: Temel ihtiyaçlar neden karşılanmıyor?

Dikkat çekici biçimde toplu taşıma ve su faturasından alınan yüksek rakamlara rağmen (ki o faturalarda çöp, katı atık, çevre vergileri de yer alıyor) en temel hizmetlerin sorumsuzluk derecesinde yetersiz kalışı ise neyle izah edilir, sormak gerekir. En temel hizmetlerin sunulamadığı bir yönetim baştan ayağa sorguya tabidir. 

Hele hele ‘halkçı’ olduğunu iddia eden bir belediyenin bu manzaraya imza atmasını nasıl tanımlamak gerekir? O kısmı da yurttaşa bırakayım.

Su ve temizlik gibi en temel hizmetlerin yetersizliğinden yakınan halk, ‘’21. yüzyılda böyle rezillik olur mu?’’ diyerek tepki gösteriyor. Özellikle ağır koku nedeniyle bırakalım balkonunda rahat rahat oturmayı pencere açamaz hale gelen yurttaşlar bir an önce çözüm bekliyor.

Çözüm çok mu zor?

Sorunun merkezinde ise yıllardır İzmir’in en önemli çöp depolama ve arıtma alanı olan Harmandalı tesisinin kapatılması yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi ‘’Yeni çöp depolama alanı bulunamadığı’’ mazeretinin arkasına sığınıyor. 

Harmandalı’da bulunan tesislerin modernize edilerek desteklenmesi ve kentin farklı bölgelerinde yeni çöp işleme tesislerinin açılmasının zorunluluğu nasıl oluyor da görülemiyor? Katlanarak büyüyen çöp sorunu yalnızca çevre ve sağlık açısından değil, aynı zamanda kentin ulusal ve uluslararası prestiji açısından da büyük bir zarar vesilesi.


Daha yeni Daha eski