Abdullah Öcalan’dan anlamlı mesaj: Sürece katılım hayati bir ihtiyaçtır


DAKTİLO NEWS (ANALİZ) -
DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Cezaevi'nde tutulan Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası kamuoyuna önemli bir mesaj iletti. Abdullah Öcalan, bu görüşmede, “Tüm kesimlerin sürece katılımı hayati bir ihtiyaçtır” ifadelerini kullanarak hem güncel gelişmelere hem de toplumsal barış arayışına dikkat çekti. Bu açıklama, sadece bir çağrı değil; aynı zamanda Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal, toplumsal ve tarihsel süreci doğru anlamaya dönük bir çerçeve önerisi niteliğindedir.

TOPLUMSAL BARIŞ İÇİN KAPSAYICILIK ŞART

Abdullah Öcalan’ın “tüm kesimler” ifadesiyle kastettiği yalnızca belli başlı siyasi aktörler değil; farklı inançlardan, kimliklerden, sınıflardan ve görüşlerden insanların sürece dâhil olmasıdır. Türkiye gibi çok kimlikli ve çok kültürlü bir toplumda kalıcı bir barışın sağlanması ancak tüm tarafların aktif katılımı ile mümkündür. Öcalan burada, bir barış sürecinin tek taraflı ya da sınırlı aktörlerle yürütülemeyeceğini, çözümün ancak halkın tüm katmanlarının müdahil olduğu bir siyasal ve toplumsal zeminde gerçekleşebileceğini vurgulamaktadır.

ÇÖZÜM SÜRECİ TECRÜBELERİNİN IŞIĞINDA

2013–2015 yılları arasında yürütülen Çözüm Süreci, birçok kesimin dahil edilmemesi ve süreçte şeffaflık ile ortak akıl eksikliğinin bulunması nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Öcalan’ın son mesajı bu tecrübenin ışığında okunmalı. “Hayati ihtiyaç” vurgusu, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması adına bir uyarı niteliği taşıyor. Barış yalnızca devlet ile silahlı bir örgüt arasında değil, toplumun tüm bileşenleri arasında kurulmalıdır.

DEMOKRATİK MÜCADELE ALANININ GENİŞLEMESİ

Bu mesaj, sadece barış sürecine dair bir değerlendirme değil; aynı zamanda Türkiye’de demokratik siyasetin güçlenmesi için de bir çağrıdır. Farklı kesimlerin – özellikle gençler, kadınlar, işçiler, çiftçiler, yerel topluluklar ve sivil toplum – demokratik süreçlerde aktif birer özne haline gelmesi gerektiğine işaret edilmektedir. Bu, otoriter eğilimlere karşı demokratik çoğulculuğun inşası için stratejik bir zorunluluktur.

DEVLET-AKIL VE TOPLUM İRADESİNİN BULUŞMASI

Abdullah Öcalan’ın mesajında vurgulanan bir diğer önemli unsur, devlet aklı ile halk iradesinin buluşmasıdır. Eğer süreç yukarıdan aşağıya dikte edilen politikalarla yürütülürse, halkın sürece olan inancı zayıflar. Oysa halkın katılımıyla yürütülen, şeffaf, eşitlikçi ve adil bir süreç, kalıcı barışın ve demokratikleşmenin temelini oluşturabilir. Bu nedenle Öcalan, sadece Kürt sorununun değil, tüm Türkiye’nin demokratik geleceğinin de bu tür katılımcı bir yaklaşıma bağlı olduğunu belirtmektedir.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ İÇİN TOPLUMSAL İRADE

Öcalan’ın “tüm kesimlerin sürece katılımı hayati bir ihtiyaçtır” mesajı, Türkiye’de barışın, adaletin ve özgürlüklerin olgunlaşması için kapsayıcı bir mücadele çağrısıdır. Bu çağrı, yalnızca Kürt meselesine değil; ekonomik krizden çevre sorunlarına, kadın haklarından ifade özgürlüğüne kadar birçok alanda yaşanan tıkanmalara karşı ortak bir toplumsal duruşun inşa edilmesini önermektedir. Bu, yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacının ve birlikte yaşama iradesinin de örülmesi ve ifadesidir.


Daha yeni Daha eski