Civan Değer
DAKTİLO NEWS - Derin güçler tarafından Suriye’de başa getirilen Coloni kod adlı Ahmet Şara ve beraberindeki radikal gruplar, bölgede yeni şiddet dalgalarının önünü açıyor. Taliban kökenli eski bir IŞİD mensubu olan Coloni’nin icraatları Ortadoğu’daki dengeleri bulandırırken, Türkiye açısından da ciddi riskler barındırıyor.
KATLİAMLAR, ALEVİLER VE DÜRZİLER
Suriye’nin kontrolü kendisine verildikten sonra Coloni, ilk icraat olarak Alevilere yönelik katliamlar başlattı. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden yapılan saldırılar, bölgedeki azınlık grupları doğrudan hedef haline getirdi. Kadınlar kaçırıldı, erkekler çocuklarının gözü önünde acımasızca infaz edildi. Halkların inanç değerleri tarihte görülmemiş en ağır hakaretlerle vahşice hiçe sayılarak ayaklar altına alındı. Alevilerden sonra Dürzilere yönelik de benzer saldırılar düzenlendi. Bu süreçte İsrail, Coloni’nin dağınık ve düzensiz güçlerine ağır hava saldırılarıyla karşılık vererek katliamların önüne geçti.
TÜRKİYE’NİN SESSİZLİĞİ VE ÇELİŞKİLİ TUTUMU
Türkiye, İsrail’in bu operasyonlarına sessiz kalırken; demokratik zeminde Suriye halklarının haklarını savunan girişimlere ise sert tepki göstermeye devam ediyor. Bu tavır, Ankara’nın bölge politikalarının çelişkili olduğu yorumlarını beraberinde getiriyor.
“COLONİ’NİN SDG’YE OPERASYONU İNTİHAR OLUR”
Bazı televizyon yorumcuları ve sözde analistler, Coloni’nin SDG’ye operasyon düzenleyeceğini öne sürüyor. Ancak bu iddia gerçekçi olmaktan uzak. SDG, geçmişte Coloni’nin seleflerini ağır yenilgilere uğratmış güçlü bir yapı. O dönemde bölgede gazeteci olarak bulunan biri olarak savaş tekniklerine bizzat tanık oldum. Dolayısıyla Coloni ve güçlerinin böyle bir girişimde bulunması kendi sonlarını hazırlamak anlamına gelir. Türkiye’nin; ipleri küresel güçlerin elinde olan Coloni’nin oyununa gelmemesi kritik önem taşıyor.
KÜRTLERE YÖNELİK POTANSİYEL TEHDİT
Bugün Aleviler ve Dürziler üzerinde şiddet estiren Coloni ve ekibinin, fırsat bulduğunda benzer saldırıları Kürtlere yöneltmesi kuvvetle muhtemel. Bu nedenle Suriye Kürtleri ve müttefik güçlerin, bu senaryoya asla izin vermeyeceği açık.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKIŞ YOLU: KÜRT DİYALOĞU
Bölgedeki gelişmeler, Türkiye’nin Kürt politikasını yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılıyor. İçeride Kürtlerle diyalog kanallarını güçlendirmek, dışarıda ise Suriye Kürtleriyle yapıcı ilişkiler kurmak; hem Türkiye’nin güvenliği hem de Ortadoğu barışı için kritik önem taşıyor. Bu bağlamda Türkiye, Coloni’den önce Kürtlere güvenmelidir. Bu, doğru bir tercihin ötesinde aynı zamanda tarihi bir adım olacaktır.
DIŞİŞLERİ’NİN ROLÜ
Bu noktada gözler, kökeni Van’ın Erciş ilçesindeki Hesenan aşiretinin Seyidi ailesine dayanan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a çevrilmiş durumda. Fidan’ın mevcut politikaları yeniden değerlendirerek, empatiyle hareket edip Türkiye’nin bölgesel barış inisiyatifinde daha yapıcı bir rol üstlenmesi bekleniyor.
İSRAİL’İ ENGELEMENİN TEK YOLU KÜRTLERLE DİYALOG
Türkiye’nin bölgede gerçek anlamda değer gören bir güç haline gelebilmesi için, Kürtleri dışlayan politikalardan vazgeçmesi gerekiyor. Mantıklı tercihin yolu; İsrail ve Batı’nın etkisini kırmanın veya azaltmanın en makul tercihi ise Coloni ve yandaşlarından uzak durarak; sosyolojik, kültürel, ortak tarih ve kan bağı bağlamında durumu değerlendirip Kürtlerle daha kapsamlı bir diyalogu olgunlaştırarak pratiğe dökmek kaçınılmazdır.