DAKTİLO NEWS - Son dönemde pazarcı esnafından alınan “katı atık bedeli” tartışmaları, İzmir’in Karabağlar ilçesinde gündem oldu. Ekonomik krizin etkisiyle hem vatandaş hem de pazar esnafı zor günler geçirirken, uygulamaya yönelik eleştiriler kamuoyuna yansıdı.
EKONOMİK KRİZ PAZARLARA DA YANSIDI
Ülke genelinde artan fiyatlar nedeniyle vatandaşlar pazarlarda dahi rahat alışveriş yapamaz hale gelirken, bazı pazarcıların ürünleri çürükleriyle birlikte poşetleyerek satış yapması da tepkilere neden oluyor. Vatandaşlar, manavlarda aldıkları ürünleri seçebildiklerini, pazarlarda ise bu hakkın tanınmamasından şikâyet ediyor.
Bu noktada belediyelerin, pazar yerlerinde fiyat denetimlerini artırması, zabıta ekiplerinin ise bu konuya daha fazla odaklanması gerektiği dile getiriliyor.
KARABAĞLAR BELEDİYESİ’NDEN KAMUOYUNA BİLGİLENDİRME
Karabağlar Belediyesi, pazarcılardan alınan katı atık bedeli ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, uygulamanın yalnızca Karabağlar’a özgü olmadığı vurgulanarak şu ifadeler yer aldı:
“Katı atık bedeli, diğer belediyelerde de mevzuatlar kapsamında uygulanmaktadır. Tarifesi, Belediyemiz Meclisi ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oybirliğiyle onaylanarak Ocak ayında yürürlüğe girmiştir. Mevcut düzenlemeye göre tezgâh başına 100 TL bedel belirlenmiştir. Konu, Pazarcılar Odası ile defalarca görüşülerek değerlendirilmiştir.”
Belediye, bedelin iptali için açılan davanın sonucunun beklendiğini ve sürecin taraflara düzenli olarak iletildiğini belirtti.
“PROVOKATİF GİRİŞİMLER KABUL EDİLEMEZ”
Açıklamada ayrıca, bazı kişilerin pazarcı esnafı ile belediyeyi karşı karşıya getirmeye çalıştığı iddia edilerek şunlar kaydedildi:
“İlgili çevreler görüşme talebinde bulunmak yerine pazar yerlerinde ve belediye önünde provokatif söylemlerle kamuoyunu kışkırtmaktadır. Bu eylemlerin yalnızca Belediyemizde yapılması, bazı kişilerin şahsi ve siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğini göstermektedir. Bu durumu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.”
Karabağlar Belediyesi, tüm çalışmalarında şeffaflık ve kamu yararı ilkesine bağlı kalacağını, sürecin hukuki çerçevede değerlendirilmeye devam edeceğini vurguladı.
