500 ÖGG’nin işten çıkarılışı ve başkan Tugay’ın mantıklı kararı


Civan Değer

Dün akşam metro girişinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görevli güvenlik personellerinin kendi aralarında yaptıkları bir konuşmaya kulak misafiri oldum. Sözleri ağırdı… 500 kişinin işten çıkarıldığı söylentisi… Eve vardığımda yaptığım araştırmalar, duyduklarımın doğruluğunu teyit ediyordu. İlk anda içimi üzüntü kapladı; ardından Belediye Başkanı Cemil Tugay’a karşı öfke de doğdu doğrusu. Zira böylesi derin bir ekonomik krizin ortasında işsiz kalmak, hepimizin anlayabileceği kadar ağır bir yüktür.

DUYGUSALLIKTAN GERÇEĞE

Ancak zamanla duygusallığı bir kenara bırakıp, bu kararın arka planını araştırmaya yöneldim. Elde ettiğim bilgiler şunu gösterdi. İşten çıkarılan 500 özel güvenlik görevlisinin (ÖGG) yaklaşık yüzde 60’ı emeklilik hakkını doldurmuş, yüzde 20’si kronik hastalıklar nedeniyle işe devamlılık gösteremeyen kişilerden oluşuyordu. Geri kalan yüzde 20 ise, deyim yerindeyse “kurunun yanında yanan yaş” olmuştu.

BAŞKAN’IN AÇIKLAMASI

Başkan Cemil Tugay bugün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, belediye bünyesinde güvenlik personeli fazlası bulunduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“İhtiyaç fazlası personeli taşımamız mümkün değil. Bu, işçi düşmanlığı değil. Çalışanlarımıza dost olduğumuz kadar İzmir halkına da dostluğumuzun kaçınılmaz gerçeğidir. İhtiyaç varsa ve personelimiz sağlıklı bir şekilde görevini yapabilecekse asla neden ekmeğine mani olalım?”

HAKLILIK PAYI VE İNSAF ÖLÇÜSÜ

Bu sözleri değerlendirdiğimde, Başkan Tugay’a yüzde 90 oranında hak vermek gerektiği kanaatine vardım. Çünkü emeklilik hakkını doldurmuş personelin yüksek maaşlarını kaybetmemek için çalışmayı sürdürmekte ısrar etmesi, belediyeye ciddi bir yük oluşturuyor. Kronik hastalık sebebiyle çalışamaz durumda olanlar için de işten ayrılma kaçınılmaz bir gerçektir. Geriye kalan küçük bir kesim için haksızlık ihtimali bulunsa da, bütünü düşündüğümüzde Başkan’ın aldığı karar mantıklı görünüyor ve açık söylemek gerekirse destekliyorum.

HERKESİN KENDİNE GÖRE DOĞRUSU VAR AMA GERÇEK BİRDİR

Daha önce Cemil Tugay’ı farklı konularda eleştirdiğim yazılar kaleme almıştım. Ancak bu kez durum farklı. Araştırmalarım gösteriyor ki, bu kararı “işçi düşmanlığı” olarak yaftalamak insaflı olmayacaktır. Evet, üzülmek doğal; fakat gerçeğe bakıldığında, kriz koşullarında rasyonel bir tercih yapıldığı da aşikâr.


Daha yeni Daha eski